Çevremizi saran binalar ve onların içini süsleyen sanat eserlerine baktığımızda her bir eserin veya yapının geçmişten gelen bir iz taşıdığını görürüz. Bu izlerden belki de en etkileyici çizgilere sahip olanı ‘’Art Nouveau’’ akımıdır. Birçok yapıya kimlik kazandıran bu akıma yön veren özellikleri yakından inceleyelim.
Casa Batlló, İspanya, Antoni Gaudi / © David Cardelus
Casa Batlló, İspanya, Antoni Gaudi / Görsel dailysabah.com adresinden alıntılanmıştır.
‘’Art Nouveau’’ Türkçe’ye kelime anlamıyla ‘’Yeni Sanat’’ olarak çevrilir. 1900’lü yıllarda İngiltere bazlı gelişmeye başlayan bir akım olan Art Nouveau, sanayi devrimine tepki olarak doğmuştur. Ortalama 40 yıl kadar etkinliğini gösteren sanat anlayışına başta İspanya olmak üzere; Fransa, Belçika ve hatta Amerika Birleşik Devletleri olmak üzere birçok ülkede rastlanır. I. Dünya Savaşı’na kadar etkinliğini gösteren akım, sadece mimarlıkta değil; resim, grafik sanatları, takı, mobilya, cam ve metal işlerinde de kendini göstermiştir.
Casa Batlló, İspanya, Antoni Gaudi / © David Cardelus
Art Nouveau kelimesi o dönemde Paris’te yer alan ve adı ‘’Art Nouveau’’ olan, dekoratif ürünler satan mağazadan gelmektedir. Art Nouveau tasarım anlayışı farklı ülkelerde farklı isimlerle anılmaktadır. İskoçya’da ‘’Glasgow Stili’’, Avusturya’da ‘’Secession Style’’ veya Fransa’da ‘’Fin de Siècle’’ isimleri bu yeni akımın tanımlanmasında kullanılmaktadır. Fakat ortaya çıkan eserler aynı anlayışın ürünleridir.
Casa Milà, İspanya, Antoni Gaudi / © Samuel Ludwig
Akım William Morris’in sahip olduğu, temel olarak el sanatını benimseyen anlayış üzerine gelişmiştir. Morris, ortaçağ gotik sanatını savunan birisiydi. İnsan ve maddenin arasında makinelerin değil, yaratıcı bir ruha sahip olan kişilerin yer alması gerektiğini düşünüyor ve bu doğrultuda eserlerin ortaya çıkarılmasını savunuyordu. Modern çağa yaklaşıldığı hissedilen o dönemde sanatçılar basmakalıplardan uzaklaşmak ve özgür tasarımların yeni yollarını bulmak istemişlerdi. Bu doğrultuda, Morris’in sahip olduğu yeni anlayış sanayi çağında zanaatkarları destekleyerek sanatı gündelik hayatta güzelliğe kavuşturmak, sanatçılarca benimsenen bir akım halini almıştır.
Park Güell, İspanya, Antoni Gaudi / © David Cardelus
Art Nouveau mimarisinde ve tasarımlarında öne çıkan özellikler: yassı, kıvrımlı, asimetrik ve kavisli şekiller, uçuşan saçlar veya tüyler, insan ve hayvan figürleri, çiçekler ve sarmaşıklar şeklinde kendini göstermektedir. Binaların kapı kolundan, merdiven boşluklarına veya döşemeden, tavanlara kadar yapının her bir ayrıntısında kendini gösterebilmektedir. Bu akımın en büyük temsilcisi ise İspanyol Mimar Antoni Gaudi’dir. Antoni Gaudi’nin yapıları Katalan Mimarisinin (Katalan Modernizmi) kimliğini kazanmasını sağlamıştır. İspanya’da yer alan eserlerinde, birçok farklı rengi ve malzemeyi etkileyici şekilde kullanmıştır. Yapımı yıllardır sonlanamayan La Sagrada Familia veya çatısında uyuyan ejderhası ile Casa Batlló gibi şaheserleri ile İspanya’nın mimari kimliğini oluşturmaya, gelecek ziyaretçilerini etkilemeye devam edecektir.
Sizler için Antoni Gaudi’nin başlıca önemli diğer yapılarını paylaşıyoruz.
La Sagrada Familia
Casa Vicens
Palau Güell
Casa Batlló
Casa Calvet
Park Güell
Casa Milà
Colònia Güell Kilisesi
Görsel barcelonahora.fr adresinden alıntılanmıştır.
DENDRO Parke Sanayi A.Ş. olarak tasarım dünyasının geçmişten günümüze etkilerini araştırıyor ve sizlerin keyifle okuyabileceği yazılar derliyoruz. Diğer yazılarımızı okumak, DENDRO’nun sahip olduğu geniş parke ürün gamını incelemek, evlerinize kimlik kazandırmaya aday olan ve ilhamını doğadan alan ürünlerimiz hakkında bilgi sahibi olmak için www.dendro.com.tr adresini ziyaret edebilirsiniz.
Kaynakça:
study.com
tarihlisanat.com