Living Architecture, Alain de Botton tarafından 2006 yılında, modern mimarinin takdirini arttırmak ve aynı zamanda olağanüstü bir tatil deneyimi sunmak amacıyla kuruluyor. Projenin, çağdaş mimarlığa vurgu yapmak, bulunduğu alanın özgün dilini tanıtmak ve insanları bilgilendirmek gibi amaçları da taşıdığı belirtiliyor. Bu proje için çalışan ofisler, John Pawson, MVRDV, Peter Zumthor, FAT Architects, Hopkins Architects, Jarmund/Vigsnaes Architects, David Kohn Architects, Mole Architects ve Nord Architects olarak sıralanıyor. Yazının devamında bu evlerden bazılarını sizin için derledik!
Bu ev, İngiliz kırsalında, küçük bir göl kenarında, güzel bir arazide yer alıyor. Dışarıdan parlak metal kaplamalarla bezenmiş bir ahır gibi görünen The Balancing Barn, hem dinlendirici hem de heyecan verici bir tatil evi olarak tasarlandı. 30 metre uzunluğundaki yapı, bir yamaç üzerine oturuyor ve 15 metrelik bir konsol ile doğanın içine uzanıyor. Ziyaretçilerin mimariye ve doğaya karşı içgüdüsel tepkilerini kışkırtmak üzere cesurca tasarlanan ev, insanların kırsalı yeniden değerlendirmesi için yeni bir deneyim sunuyor ve çağdaş mimariyi erişilebilir kılmayı amaç ediniyor.
Metal dış cephe kaplaması, yapının çevresini ve doğadaki değişimleri yansıtmayı hedefleyen bir niyet taşırken; iç mekanda daha farklı bir atmosfer ziyaretçileri karşılıyor. İç mekanın atmosfer kurucusu olarak nötr, zamansız bir ahşap, mekanın başrolünü oluşturuyor. Evin her tarafındaki tam boy sürgülü pencereler ve çatı ışıkları, doğanın sürekli olarak görülmesini ve doğa ile bağlantı kurulmasını sağlıyor. Yüksek düzeyde yalıtılan, ısı geri kazanım sistemi ile havalandırılan ev, hem enerji verimliliği sağlıyor hem de konforlu bir deneyim sunuyor.
John Pawson,
bu “Yaşam Evi”nin ardındaki düşüncenin, en başından beri tavizsiz bir modern
tasarım olduğunu söylüyor. Evin tasarımında, çevredeki fundalıklarda bulunan
kararmış karaçalıların çoğalması koyu renkli dış tuğlalara yansırken, kaba
bozkır otları içeride kullanılan daha açık renkli tuğlalar için bir referans
oluşturuyor. Ev, iki koridora açılan bir dizi bağımsız kat olarak düzenleniyor.
Bu mekânsal düzenleme, ev sakinlerinin hem birlikte hem de ayrı zaman
geçirmelerine olanak tanıyacak şekilde bir plan ve genişletilmiş iç manzaralar
oluşturuyor. Ortak ve özel alanlar belirli sosyal etkinlikleri destekleme ve
zenginleştirme fikriyle şekillendiriliyor. Evin her bölümü kendine özgü bir
karakter ve mimari deneyim taşıyor.
Yapımı 10
yıldan fazla süren bu ev, Peter Zumthor'un İngiltere'deki ilk kalıcı yapısı.
İngiltere'nin Güney Devon bölgesindeki bu ev, çevresindeki kırsal alanın
etkileyici manzarasına hakim olacak şekilde bir tepenin üzerinde yer alıyor.
Ev, elle sıkıştırılmış betondan üretiliyor. Böylece hem iç hem dış mekandaki
çizgili bir cephe görünümü meydana geliyor. Evin mekansal planlaması basitliği
temel alıyor. Tek katta düzenlenmiş iki kanattan oluşuyor ve iki kanadın
birleştiği yerde cömert tasarlanmış ortak yaşam alanları bulunuyor. Nadiren
müstakil konut inşa eden Peter Zumthor, oldukça orjinal olan bu yapıyı yapma
sebebi olarak, arazinin güzelliğine karşı koyamadığını söylüyor.
Shingle House/ NORD
Shingle House, İngiltere'nin en sıra dışı ve şiirsel manzaralarından birinde, Romney Marsh yakınlarındaki Dungeness sahilinde yer alıyor. Dramatik çevresine uyum gösteren ve komşu balıkçı kulübelerinin şeklini alan evin dış cepheleri, katranlı siyah kiremitlerle kaplanmışken; iç mekan, beyaz boyalı ahşap panellerle kaplı oluşu dikkat çekiyor. Yaşam alanları ve yatak odalarındaki camlı akordeon kapılar sahile açılıyor. Ev, tek bir kulübe olarak tasarlanıp üç bölüme ayrılıyor: yaşam alanı ve yatak odalarının bulunduğu ana ev, bir koridorla mutfak ve banyo evine bağlanıyor.
https://www.mvrdv.com/projects/84/balancing-barn
https://www.johnpawson.com/works/life-house
https://www.dezeen.com/2018/10/29/peter-zumthor-secular-retreat-living-architecture-villa-devon/
https://www.dezeen.com/2010/12/06/shingle-house-by-nord-architecture/
https://www.living-architecture.co.uk/default.asp