Günümüzde yaşam alanlarında sıklıkla tercih edilen parke zeminler, ahşabın yaşayan bir malzeme olmasından dolayı özel bakım isteyen bir döşeme alternatifi olmaktadır. Üretim ve uygulama aşamalarından itibaren belirli nem ve sıcaklık seviyelerinde muhafaza edilmesi gereken parke zeminlerin, insani iklim koşullarına uygun tutulması, malzemenin uzun ömürlü olması adına önemli bir etkendir.
Parke zeminlerin sağlığı için ekstra bakım göstermenin yanı sıra, çok dikkatli kullanılsa dahi bazı etkilere bağlı olarak parke zeminlerimizde değişiklikler olabilir. Örneğin; üstünde uzun zamandır duran bir mobilya sebebiyle korunan bir parke ile güneş ışığına direkt maruz kalan bir parkenin rengi arasında fark olması çok normaldir.
Söz konusu parkeler olduğunda, güneşin etkisinden bahsederken “korunmak” kelimesini tercih ediyoruz; çünkü esasında güneş pek çok faydası olmasına rağmen parkeler için pek iyi bir etki yaratmaz. Direkt gün ışığına maruz kalan parke zeminlerde, zaman içinde solma veya kararma gibi kendini gösteren renk bozulmaları meydana gelir. Bunun birkaç sebebi olmakla birlikte başlıca nedenleri arasında; UV ışınları (ultraviyole), kızılötesi ışınlar ve görünür ışık olarak sayılabilir.
Ahşap, ışığa fazlasıyla duyarlı bir malzeme olması nedeniyle, güneş ışığına diğer etkenlerden daha çabuk tepki verir. Özellikle UV ışınlarına bu renk değişiminin birincil sebebi denilebilir. Bu etkinin ne kadar kısa sürede karşılık bulduğunu deneyimlemek için, küçük bir ahşap parçasını güneş ışığına direkt maruz kalacak şekilde bırakıp test edebilirsiniz.
Ahşabın genel olarak ışığa duyarlı oluşundan bahsetsek de parkede tercih edilen ağaç türleri de zeminin güneş ışığından ne denli etkileneceğini belirlemektedir. Ağaç türlerine göre farklılıklar söz konusudur. Tıpkı insanların ten renklerine göre güneşten etkilenme derecelerinin fark ettiği gibi, ahşaplar da renk tonlarına göre ışığa farklı şekillerde tepki gösterirler.
Parke uygulamasını, odaların hangi amaçla kullanılacağına ve yoğunluklarına göre gerçekleştirmek parkemizin ömrünü belirleyecek etkenlerden biridir. Çocukların hareketli olduğu, sirkülasyonun sık yaşandığı mekanlar için akçaağaç, kayın, meşe gibi dayanıklı ağaç türlerinin tercih edilmesi parke zeminlerin renginin korunmasına yardımcı olacaktır.
Parke Zeminlerimizi Nasıl Korumalıyız?
Pencere, kapı, döşeme gibi elemanlar yapıda bir bütün olarak yer aldığından, hepsinin dahil olduğu bir mekânda zemin döşemesinde parke tercih edilmişse, maalesef parke zeminleri güneşten yüzde yüz koruma gibi bir seçenek mevcut değildir. Şayet penceresiz bir dört duvardan bahsetmiyorsak, çeşitli seperatörlerle koruma kalkanını ne kadar güçlü tutarsak tutalım, aktif ve trafiği bol bir yerde parkeler ışıktan kaçınılmaz olarak etkilenecektir.
Yapılması gereken; ahşabın insan sağlığına olan faydalarını engellemeden parke zeminleri yaşam alanlarımıza dahil etmek ve azami derecede dikkat ederek parkelerimizin ömrünü uzatmaktır. Malzemenin tabiatına uygun şekilde korunduğu takdirde, ortamdaki hava kalitesini bile düzenleyen yaşayan ahşaba oldukça nazik davranılmalıdır.
Mobilyalar
Yaşam alanlarındaki mobilyaların yerlerinin belli sıklıklarda değiştirilerek, parke zeminlerin her noktasının aynı oranda havalanması ve nefes alması sağlanmalıdır. Bu, mekâna giren güneş ışığı ve dolaylı olarak parkenin etkilendiği UV ışınlarının da zeminin her bölgesine eşit derecede etki etmesine yardımcı olarak, parkede renk eşitsizliklerinin önüne geçecektir.
Pencereler
Pencereleri ve gün ışığını tamamen engellemek mümkün olmadığından, içeri giren ışığı kontrollü bir şekilde yönetmeye çalışmak gerekir. Öncelikli olarak, pencere camlarına UV ışınlarının geçirgenliğini engelleyecek filmlerin monte edilmesi, pencereler konusunda alabileceğimiz önlemlerden biridir. Filmler dışında UV ışınlarının geçirgenliğini engelleyen düşük emisyonlu camlar kullanmak da mümkündür. Fakat bu ekonomik bir çözüm olmamakla beraber, evlerde pek tercih edilmemektedir. Bunlara kıyasla daha sık rağbet edilen çözüm yollarından biri, ışığı kesme konusundaki başarısıyla bilinen panjurlardır. Panjurlar aynı zamanda rüzgârı ve olumsuz hava koşullarını bertaraf etme sebebiyle de evlerde sıklıkla tercih edilmektedir. Panjurların açısıyla oynanarak, ışığın içeri kontrollü bir şekilde girerek zeminden yüksek yerlere yansıması sağlanabilmektedir.
Panjurlar dışında bir diğer alternatif, pencerelerimizin dışına monte edilecek tente veya brandalardır. Güneş ışığının yoğun olduğu saatlerde maksimum seviyede kapalı tutularak ışık geçirgenliği büyük ölçüde engellenebilir.
Parke sağlığı ve güneş hasarını en düşük seviyede tutmak için perdeleri de aktif şekilde kullanmak faydalı bir davranış olacaktır. Direkt güneş alan bölgeler mevcutsa, güneşin en tepede olduğu zamanlarda fon perdelerini çekmenin parkelerimizin ömrünü büyük ölçüde uzatacağını bilmeliyiz.
Yaşam alanlarımıza gösterdiğimiz özeni en iyi yansıtan iç mekân ögelerinden biri olan parkelere, en başından beri aynı nazik tavırla yaklaşıp bakımına dikkat ederek korursak, uzun yıllar ilk günkü kalitesini koruyacaktır.
Dendro Parke olarak, tercih ettiğiniz sayısız parke alternatifine göre bakım koşullarını sizinle paylaşıyor, parke sağlığı için alanında uzman ekibimizle danışmanlık veriyoruz.
Kaynakça:
https://napervillehardwood.com/
https://davesfloorsanding.com/
https://www.biboya.com.tr/