Sürdürülebilirlik, en genel tanımıyla daimi olma durumu olarak ifade edilip, biyosfer ve uygarlıkların bunu gerçekleştirebilmelerine atfen kullanılır. Kaynak tüketimi, her geçen gün gelişen teknolojinin seyri, insan ihtiyaçları ve çağa ayak uydurma gayretiyle beraber gelen tüketim alışkanlıklarının kontrol altına alınabilmesi, geleceği düşünerek tüm bunların dengeli bir dağılımının sağlanmasını içerir. Ekoloji bilimi, sürdürülebilirliğin; türlerin ve çevredeki kaynakların dengesi ile gerçekleşeceğini savunmaktadır. Bu dengenin sağlanması için, mevcut kaynakların doğal yollarla üretimden daha hızlı tüketilmemesi gerekmektedir.
Malzeme seçimi ve kaynakları kullanma konusunda dikkatli davranmak, aslında opsiyonel bir durum olmaktan çıkıp uygulaması zorunlu bir hale dönüşmelidir. Her alanda olduğu gibi mimaride de malzeme tercihleri, yapının sürdürülebilirliğini direkt olarak etkileyen en önemli faktörlerden biridir. Sürdürülebilirlik adına yapı malzemeleri de kendi içinde uygunluk konusunda aşama aşama alt kollara ayrılır. Örneğin, ahşap içerikli bir malzeme, ham maddenin temininden kaynaklı olarak sürdürülebilir kabul edilir.
Ahşap içerikli malzemelerin başında ise, zemin döşemelerinde en sık tercih edilen, parkeler gelir. Dendro Parke olarak bu yazımızda, sürdürülebilir olduğu takdirde üreticisine, kullanıcısına ve doğaya geri dönüşü olumlu olan parkelerin günümüzde en popüler olan alternatiflerinden lamine parkelerde sürdürülebilirliği inceleyeceğiz.
Ağaca Özenli Bir Yaklaşım
Üretim aşamasından bahsedecek olursak, kısaca lamine parke; birbirine dik olarak yapışan iki katmanı ve katmanların üzerine, nitelikli ağaçtan yapılan ince bir kaplamayı ifade eder. Lamine parke bir zemin döşeme malzemesi olduğundan, malzemesinin %100 doğal oluşunun yanı sıra sürdürülebilir olmasıyla, doğru malzeme seçiminin getirdiği verimi mekâna fazlasıyla yansıtan bir araçtır.
Genellikle iki ya da üç kat olarak üretilen lamine parkenin sürdürülebilirliği açısından, ağaç seçimi en önemli unsurlardan biridir. Ağaç seçerken, günümüzde biyoçeşitliliği desteklemek gerekir. İklim değişikliği ile mücadele ederek ağaç türlerini göz önünde bulundurmalıyız. Yavaş büyüyen türlerin seçiminde dikkatli olmalıyız. Meşe gibi yavaş büyüyen türlere daha özenli yaklaşılmalıyız. Sürdürülebilirliğe katkıda bulunulması için lamine parkenin yalnızca üst katmanlarında kullanmayı tercih etmeliyiz.
Orta ve alt katmanda ise hızlı büyüyen ağaçları tercih edebiliriz. Hızlı büyüyen ağaçlardan genellikle çam, ladin, köknar, huş gibi ağaç türleri tercih edilebilir. Ağaçları temin ederken sürdürülebilir ormanlardan faydalanmalıyız.
“Sürdürülebilir Ormancılık” Kavramı
Ormanlar, biyolojik çeşitliliği ve ekonomik değeri ile birçok sektörü çevresel olarak etkilemektedir. Bu çevresel etkiden bağımsız olarak ekosistemdeki en önemli sosyoekonomik unsurdur. Ormanların günümüzde önüne geçilemez şekilde azalmasının sebeplerinden bazıları ise sürdürülemez şekilde yapılan kütükleme, orman yangınları ve altyapı projeleridir.
Bu nedenle, ormanların sürdürülebilir olmaları pek çok sektör ve çevre sağlığı için kritik öneme sahiptir.
Orman ürünlerinin yenilenebilir olması, sürdürülebilirlik açısından diğer doğal kaynaklara göre avantaj sağlamaktadır. Kâğıt üretimi ve kütükleme, bazı bölgelerde koruma altına alınan eski ormanlardan sağlanır.
Ormancılığın sürdürülebilir olması ve bunun denetlenmesi bazı şartlara bağlıdır. Bu şartlardan biri orman sertifikasyonudur. Ormanların kullanılabilirlik zincirinden tüketiciye kadar uzanan aşamaları gözetilir. Bu şekilde orman kullanımında olumsuz çevresel ve sosyal etkilerin oluşması engellenir.
Orman Genel Müdürlüğü tarafından kullanılan orman sertifikasyonu, Almanya'nın Bonn şehrinde 1993’ten itibaren faaliyetlerini sürdüren FSC’dir. (Forest Stewardship Council).
Türkiye’de de bu sertifikaya sahip toplam 2 milyon 365 bin 753 hektar alan vardır.
Yapı sektörü üreticileri sürdürülebilirlik alanında bu bilinci ilk günden beri kullanıcılarımıza aşılama gayretindeyiz. Büyük küçük demeden atılacak her adım ile çevre sağlığına ve gezegenimize olumlu geri dönüşleri olacağının farkındayız. Özellikle yapı sektörü gibi büyük ölçekli malzeme tüketiminin olduğu bir alanda, ana malzemesi ağaç olan Dendro olarak sürdürülebilirliğe dikkat ediyoruz. Böylelikle, pek çok olumsuz çevresel etkiyi minimize edebiliyoruz.
Ayrıca Dendro Parke olarak kullanıcılarımıza sürdürülebilir kaliteyi vadediyoruz. Parke üretiminde estetiği ve teknolojiyi harmanlıyoruz. Sürdürülebilirlik adına teknolojik altyapımızı daima güncel tutuyoruz. Ar-Ge çalışmalarımızı geliştiriyoruz.