Ayasofya’nın güneybatısında yer alan, İstanbul’un yer altı tarihi yapısı Yerebatan Sarnıcı kapsamlı bir restorasyon çalışması sonrası, 23 Temmuz 2022 tarihinde kapılarını yeniden açtı. Bilinen diğer adıyla Bazilika Sarnıcı Bizans mimarisini modern sanat eserleri ile buluşturuyor ve İstanbul’un çok katmanlı tarihini sergileyen heyecan verici atmosferiyle yeniden ziyaretçilerini ağırlıyor.
Yerebatan Sarnıcı’nın Tarihi
Bizans mimarisinin izlerini taşıyan Yerebatan Sarnıcı, I. Justinianus (527-565) tarafından inşa ettirilmiştir. 140 metre uzunluk ve 70 metre genişliğe sahip bir plan üstüne oturmaktadır. Doğu Roma’nın su ihtiyacını karşılamak için inşa ettirilen yapının içinde çok sayıda sütun bulunmaktadır. Sahip olduğu mistik atmosferin etkisi, suyun içinden yükselen ve sayısız oldukları izlenimini veren mermer sütunlar nedeniyle halk tarafından ‘’Yerebatan Sarnıcı’’ isimle anılır olmuştur. Toplam alanı 9.800 m² olan yapı, yaklaşık 100.000 ton suyu depolayabilecek kapasitedir. İçeride yer alan ve ziyaretçisine sayısızmış izlenimi yaratan sütunlar 336 adet olup her bir sütunun yüksekliği 9 metredir ve 4.80 metre aralıklarla sarnıcın içine yerleştirilmiştir.
Yerebatan Sarnıcı, Bizans döneminde Bizans yapım tekniği ile duvar ve döşemesi 4.80 metre kalınlığında olacak şekilde, tuğlalar kullanılarak inşa edilmiştir. İstanbul’un 1453 yılında fethedilmesinden sonra, bir süre daha kullanılan yapı, Topkapı Sarayı’nın bahçesinin su kaynağı olmuştur.
Yeniden Keşfi
İslami temizlik esasları sebebiyle, durgun suyun yerine akar su ile temizlenmeyi tercih eden Osmanlı bu yapıyı kullanmamıştır ve yapı 16. yüzyılın ortalarına kadar kendi kaderine bırakılmıştır. 1544-1550 yılları arasında Bizans kalıntılarını keşfetmek için İstanbul'u ziyaret eden P. Gyllius, sarnıcı tekrar keşfetmiştir. Ayasofya’da gezindiği sırada, burada yaşayan halkın kuyu benzeri yerlerden su çektiğini görmesi üzerine sarnıcı araştırmış ve büyük sarnıcın içerisinde, dönemin zorlu koşulları ile sandalla dolaşarak edindiği bilgi ve ölçümleri seyahatnamesine kaydetmiştir.
İlk Onarım Çalışmaları
Yapıldığı dönemden bu yana çok sayıda onarımdan geçen yapı, Osmanlı İmparatorluğu Dönemi’nde de iki kez onarılmıştır. Cumhuriyet Dönemi’nde, 1955-1960 yılları arasında gerçekleştirilen bir inşaat, tarihi yapıda 8 sütunu kırılma tehlikesine maruz bırakmış ve sonrasında sütunlar beton ile güçlendirilerek tamamen kapatılmıştır. 1985-1987 yılları arasında ise İstanbul Belediyesi tarafından kapsamlı bir yenileme projesine başlanmış ve 2 yıllık bu sürecin ardından sarnıç tekrar ziyarete açılmıştır. 1994 yılında da büyük bir temizlik ve bakımdan geçirilmiştir.
Medusa Başı’nın Gizemi
Yerebatan Sarnıcı’nın bu kadar ilgi çekici olmasını sağlayan bir diğer unsur da gizemli hikayelere sahip ‘Medusa Başı’dır. Hakkında birçok rivayet bulunan heykelin en bilindik olan rivayeti şu şekildedir:
‘’Yunan mitolojisinde, Baş Tanrı Zeus'un en sevdiği kızı Tanrıça Athena’nın tapınağında, Medusa adında güzelliğiyle herkesi kıskandıran, aynı zamanda bütün tanrıları kendisine aşık eden bir kız yaşarmış. Athena, denizlerin efendisi büyük Poseidon ile birlikteymiş. Güçlü ve ölümsüz, büyük Tanrı Poseidon da Athena'nın tapınağında yaşayan bu güzeller güzeli kızın farkındaymış ama Tanrılar katında bir ölümlüye âşık olduğu için küçümsenmekten korktuğu için de gizliyormuş ona olan ilgisini. Bir gün Athena öğrenmiş Poseidon'un, Medusa'ya karşı ilgisini. Athena, Poseidon'un bu yaptığı karşısında kendisini aşağılanmış hissetmiş. Bu hissi önce derin bir kıskançlığa, sonra da büyük bir sinire dönüşmüş. Öyle hiddetlenmiş ki Medusa'yı çok acı bir şekilde cezalandırmaya karar vermiş. Medusa ve kız kardeşlerini birer ifrite çevirivermiş. Dünyalar güzeli Medusa ve kız kardeşlerinin artık yüzleri o kadar çirkinmiş ki kimse bakmaya tahammül bile edemiyormuş. Medusa'nın gören herkesi bir mecnuna çeviren, en ufak bir yelde bile bütün telleri havalanan o güzelim saçlarının her bir teli bir yılana dönüşmüş. Bununla da yatışmayan Athena'nın siniri Medusa'ya yine de bakmaya çalışan herkesi o bakışların taşa çevirmesini sağlamış. Athena bu cezayla da yetinmemiş ve Medusa'yı öldürmek için Zeus'un oğlu Perseus'la işbirliği yaparak Medusa'nın başını kestirmiştir. Perseus, Medusa'nın kafasını kestikten sonra onu, taşa çevirme laneti ile, bir süreliğine silah olarak kullanmıştır.’’
Sahip olduğu güçlü hikâye, düşmanlarına korku saldığından yapıyı koruması için Medusa heykeli Yerebatan Sarnıcı’na yerleştirilmiştir. Ayrıca içeride yer alan Medusa Başı’nın ters şekilde yerleştirilmesinin sebebinin de baktığı kişileri taşa çevirmesini engellemek olduğu rivayet edilmektedir.
Güncel Yenileme Çalışmaları
Ciddi çökme riski altındaki Yerebatan Sarnıcı, 2020 yılında büyük bir restorasyon sürecine girmişti. Cumhuriyet Geç Dönem restorasyonunda eklenen gergi elemanlarının sadece sütun başlarına kadar ilerlediği ve devamlılık göstermediği fark edilmiştir. Büyük İstanbul depreminin gerçekleşmesi durumunda göçmelerin meydana gelebileceği ifade edilmiştir. Gerçekleştirilen restorasyon çalışması ile; güçlendirme sağlanmış, yoğun ziyaretçi kuyruğunun daha konforlu şekilde beklemesi için giriş alanı cam saçak ile genişletilmiş, sarnıç içindeki beton ziyaretçi platformu yenilenerek daha modern hale getirilmiş ve yoğun yağışlı günlerde tavandan su sızıntı olmasını engelleyecek yalıtım çalışmaları uygulanmıştır.
22 Temmuz 2022’de restorasyon çalışmaları tamamlanan Yerebatan Sarnıcı, içerisindeki modern sanat eserleri ve etkileyici aydınlatma sistemi ile yeniden ziyaretçilerini ağırlıyor. DENDRO olarak bizler de mimari ve sanat içerikli yazılarımızı derlemeye devam ediyor ve güncel konuları derlediğimiz yazılarımızı sayfamızda yayınlıyoruz. İlgi çekici diğer yazılarımızı okumak, geniş ürün yelpazesine sahip olduğumuz lamine parke ürünlerimizi incelemek için www.dendro.com.tr adresini ziyaret edebilirsiniz.
Görseller www.yerebatan.com adresinden alıntılanmıştır.
Kaynakça:
arkeofili.com
yerebatan.com
wikipedia.org